Her şey taze canlıdır, güneş daha sıcaktır, hayvanlar yavrulamıştır, baharın ilk adıdır
(İlkbahar)

Güneş etrafı yakar, çocuklar şapka takar, İnsanlar terleyince, kendini denize atar
(Yaz)

Çocuklar okula başladı, yapraklar da sarardı, göçmen kuşlar, sıcak ülkelere ulaştı
(Sonbahar)

Ayvalar sarardımı, gökyüzü karardımı, okullar açılırken, leylek nil’e vardımı?
(Sonbahar-güz)

Hem ısıtır, hem yakarım, tüm canlılara bakarım
(Güneş)

Yazın sönmez, kışın görülmez
(Güneş)

Gökte durur paslanmaz suya düşer ıslanmaz
(Güneş)

Ne ekmek yer, ne su içer Akşam olur ağlar gider, sabah gelir güle güle
(Güneş)

Pamuk pamuk içinde, pamuk sandık içinde, gökten bi ateş düştü, bizde yandık içinde
(Güneş)

Her akşam yatan, her sabah kalkan, hiç uyumuyan
(Güneş)

Gökyüzünde bulunur, doğayı ısıtır
(Güneş)

Isıtınca dünyayı, aydınlanır her yer, bitkiler büyümek için, suyu topraktan ışığı ondan ister
(Güneş)

Yazın bizi ısıtır kışın başka yerleri, gündüz kendini gösterir gece saklar kendini, gökyüzünde farklı yerlerde bulunur, batarken yavaş yavaş yok olur
(Güneş)

Attım atmaz, yere batmaz, yeminlidir, yaya gitmez
(Güneş)

İki arkadaş, birbirini kovalar
(Gece-gündüz)

Bir salkım üzümüm var, yarısı beyaz, yarısı kara
(Gece-gündüz)

Attım beyaz yumağı, tuttum siyah yumağı
(Gece-gündüz)

Kara yorgan örtündü, göz gözü görmez oldu
(Gece)

O gelince coşarız, hediyeler sunarız, bol bol eğlenip, bir gün tatil yaparız
(Yeni yıl)

Akşam olur eğlence başlar, gece yarısı herkes birbirini kutlar
(Yeni yıl)

İner reyhan gibi, oturur sultan gibi, dürülür hasır gibi, satılır esir gibi
(Kar)

Şekere benzer, tadı yok gökte uçar, kanadı yok
(Kar)

Bir çarşafım var, her yeri örtemez
(Kar)

Kış gelince yağarım, etrafı bembeyaz yaparım
(Kar)

Yağar lapa lapa, o yağınca kuşlar saklanır saçakta, her tarafı kaplar bembeyaz, kışın keyfi onsuz çıkmaz
(Kar)

Gökyüzünden lapa lapa toplar dökülür, onlar toplanır adam yapılır, top yapıp oynanır, onun üzerinden kızakla kayılır
(Kar)

Ayağımla basınca kırt kırt eder, güneşi görünce eriyip gider
(Kar)

Bir yorganım var, her yeri kaplar Yalnız çayı kaplamaz
(Kar)

Herkes yatar, uyur, o, uyanık oturur
(Saat)

Benim bir ağacım var, her gün bir yaprak döker
(Takvim)

Sadece yağmurdan sonra çıkar, dünyayı yedi rengi ile sarar, sanki gökyüzünde asılı durur, iyi düşünen onun adını bulur
(Gökkuşağı)

Yağmurdan sonra onu gökyüzünde görebilirsiniz, gökyüzünü saran yedi renkli çizgiyi izleyebilirsiniz
(Gökkuşağı)

Yaz yağmurunun ardından, beni görürsünüz gökyüzünde, iyice bakarsınız bana, size gülümserim yedi rengimle
(Gökkuşağı)

Gökte gördüm bir köprü, rengi var yedi türlü
(Gökkuşağı)

Hangi kuşağı belinize bağlayamazsınız?
(Gökkuşağını)

Mavi bir çarşafım var, bütün dünyayı kaplar
(Gökyüzü)

Mavi atlas iğne batmaz, makas kesmez, terzi biçmez
(Gökyüzü)

Benim ak saçlı ninem var, gece – gündüz yufka açar
(Deniz)

Dalgası köpük yapar, İçinde balık yaşar
(Deniz)

Hangi top zıplamaz
(Kar topu)

Kartopunu yuvarladım, kocaman gövde yaptım, burnuna havuç, gözüne kömür taktım
(Kardanadam)

Kartopunu yuvarlayalım, büyük iki top hazırlayalım, kömürden göz şapka atkı, aman havuçtan burnunu unutmayalım
(Kardanadam)

Küçük kar tanelerini yuvarlar kocaman bir top yaparız, bir tane daha yapıp üzerine koyarız, burnuna havuç gözüne kömür koyar, başına şapka boynuna atkı takarız
(Kardanadam)

Kardan yapılan iki koca top, üst üste konur hoop, kömürden gözlerim, havuçtan burnum vardır, güneş beni eritince, benden geriye su kalır
(Kardanadam)

Duruşu ömür, gözleri kömür, soğuk dondurur, sıcak öldürür
(Kardanadam)

Hangi adam hamama girmez?
(Kardanadam)

Ben giderim, o gider, üstümde gölge eder
(Şemsiye)

Açar altına girersin, yağmur yağsa ıslanmazsın, güneş çok olsa da yanmazsın, onunla yağmurdan güneşten korkmazsın
(Şemsiye)

Yağmur yağıyor seller akıyor, onun altında hiç ıslanmadan geziliyor
(Şemsiye)

Yağmur yağınca aç beni, tut başına beni kullanarak koru kendini
(Şemsiye)

Kışın yanar, yazın söner
(Soba)

Kışın yatar, yazın kalkar
(soba)

Ağzı var odun yutuyor, bacası duman tütüyor, yazın pek aranmaz ama, kışın cana can katar
(Soba)

Aşağı çevirince dolar, yukarı çevirince boşalır
(Şapka)

Büyük küçük her boyu, güneşten soğuktan başımızı korur, onu takınca kıyafetimiz tam olur
(Şapka)

Onu takarsan başına, ne yağmur ne kar ne de güneş, artık zarar veremez sana, kumaştan yünden hasırdan yapılır, kenarına arma bazen de kurdele takılır
(Şapka)

Ne canı var ne kanı, beş tanedir parmağı
(Eldiven)

Sıcacık oldu ellerim şimdi karı elleyebilirim; kışın onu giymeseydim donardı ellerim
(Eldiven)

En çok acı çeken dağ hangisidir?
(Ağrı dağı)

Bulutlardan süzülür, İnci gibi dizilir, çamur olur ezilir, bilin bakalım bu nedir
(Yağmur)

Yağar gökten tıp tıp, yürürken yolda şıp şıp
(Yağmur)

Her mevsim yağabilirim, ama en çok ilkbaharda, ıslatmamam için seni, şemsiyeni unutma
(Yağmur)

Dam üstünde takır tukur, sandım kızlar halı dokur, dolu, elsiz ayaksız kuyu kazar
(Yağmur)

Altı adam bir şemsiyenin altında ıslanmadan nasıl durabilir?
(Yağmur yağmazsa)

Kırmızı giysileri, beyaz sakalları var, hediyeleri vererek, yeni yılları kutlar
(Noel baba)

Kar yağınca buz da tutunca, hemen üstüne atla kay aşağı hızla
(Kızak)

Haydi, bin üzerime, karın üstünde çıkalım gezintiye
(Kızak)

Karın üstünde ona binip kayılır, çok kısa sürede çok hızlı yol alınır
(Kızak)

Karda benimle kaymak, en güzel kış eğlencesi, neyim diye sorarsanız, arabanın tekerleksizi
(Kızak)

Elsiz ayaksız, kapıyı açar
(Rüzgar)

Kapıyı açar, kapamadan kaçar
(Rüzgar)

Çarşıdan aldım kapkara, eve getirdim kıpkırmızı
(Kömür)

Beyaz beyaz olurlar, gökyüzünde dururlar
(Bulut)

Yaprak kadar hafif, dağ kadar büyük
(Bulut)

Bozulduğu halde tamir edilmeyen şey nedir
(Hava)

Gökten yağar kar değil ses çıkarır taş değil yuvarlaktır top değil bilin bakalım bu nedir?
(Dolu)

Mini mini kuşlar camları taşlar
(Dolu)

Dam üstünde takur tukur, sandım kızlar kilim dokur
(Dolu)

Yanar söner, parlar ısıtmaz
(Ay)

Kalaylı bir tencere, gökte açık pencere
(Ay)

Nar tanesi, nur tanesi, dünyamızın bir tanesi.
(Ay)

Gökte duran tepsidir, kar topunu pek benzer bilin neyin nesidir?
(Ay)

Ev üstünde yarım çörek
(Ay)

Ay varken açarlar, gün varken kaçarlar
(Yıldızlar)

Ay var iken çıkarlar, güneş var iken kaçarlar
(Yıldızlar)

Biz biz bizidik, yüzbin tane kız idik, gece oldu dizildik, sabah oldu silindik
(Yıldızlar)

Akşam baktım pek çok, sabah baktım hiç yok
(Yıldızlar)

Biz biz idik, yüz bin tane kız idik, gece oldu dizildik, sabah oldu silindik
(Yıldızlar)

Geceleri fenerdir, gündüzleri söner
(Yıldız)

Ben esince saçların uçuşur, balkondaki çamaşırlar çabucak kurur, vuu sıkı tut şapkanı, hızla esince onu yakalamak zor olur
(Rüzgâr)

Beş çıta sana yeter, renkli kâğıdı üstüne ger, rengarenk kuyruğunu tak, ipinden çek onu rüzgara bırak
(Uçurtma)

Uzun kâğıttan kuyruğu, ne güzel uçuşur bulutların üzerinde, onunla koşması ne hoştur, havalandıkça o gökyüzünde
(Uçurtma)

İpimden tutup rüzgâra bırakırsan, rengârenk kuyruğumla, süzülürüm gökyüzünde
(Uçurtma)

Kardanadam da var; bende de var onu takmazsak boynumuz donar; nenem örer annem boynuma takar
(Atkı)

Ortaya bir yüzük koydum, ay geldi alamadı, güneş geldi aldı
(Buz)

Su üşümüş ben olmuşum, güneş çıkmış yok olmuşum
(Buz)

Lale, gül, nergis gibi birçok çeşidim vardır Balkon ve bahçelerde özel bir yerim vardır
(Çiçek)

Mis kokuları ile süslerler doğayı, sevdiklerimize özel günlerde, hediye ederiz onları
(Çiçek)

Konulunca vazoya, şenlenir evimizin her yeri, mis kokar her biri, papatya gül lale ne güzeldir demeti
(Çiçek)

Ben beslerim, o süsler
(Çiçek)

Mis gibi bakar, etrafa güzellik saçar
(Çiçek)

Dalda durur yemyeşil, sonbaharda sararıp dökülür, rüzgâr onu savurur, yere düşenleri çöpçü süpürür
(Yaprak)

Her ağacın dalında, farklı şekil ve büyüklükte bulunurum, yazın size gölge yapar, bazen böceklere yem olurum
(Yaprak)

Ağaçta dal dalın ucunda ben varım, ilkbaharda yeşil sonbaharda sarıyım, bilin bakalım nedir adım
(Yaprak)

Ağacın parçasıdır, rüzgar ile sallanır, rengi yeşildir ama, sonbaharda sararır
(Yaprak)

Baharda yeşerir çiçek açar, yazın dallarından meyve sarkar, sonbaharda sararır dökülür yapraklar, kışın dalları kar dolar
(Ağaç)

Çeşit çeşit yaprakları var, sincap kuş onun üstüne yuva yapar, hele çeşit çeşit meyveler verdiğinde, dalları yere sarkar
(Ağaç)

Kökleri var çiçek değil, dalları var kol değil, yaprakları gölge eder, bilin bakalım ben kimim der
(Ağaç)

Yazın giyinir, kışın soyunur
(Ağaç)

Çeşit çeşit yapraklar, gövdesini saran dallar, bazıları meyve verir, hepsi doğayı korurlar
(Ağaç)

Diken diken olurum, yaz-kış yeşil kalırım, çevre güzelliğine, çok katkılar sağlarım
(Çam ağacı)

Kıştan kaçmaz, yaprağı uçmaz
(Çam ağacı)

Kayalardan ezilir, yeryüzüne dökülür, yetiştirmek için bitkiler, oraya dikilir
(Toprak)

Hayvanların yuvası, ağaç doludur orası
(Orman)

Biz biz bizidik, yüz bin tane kız idik, gece oldu dizildik, sabah oldu silindik
(Yıldızlar)

Ay varken açarlar, gün varken kaçarlar
(Yıldızlar)

Bir çuval cevizim var, sayarım tükenmez
(Yıldız)

Deniz üstünde, yufka açar
(Dalga)

Sarı ile başlarım, beyaz ile işlerim, yeşil ile bitirir, toprağa şişlerim
(Papatya)

Sarığımı sara sara, çıktım kara hisara
(Sarmaşık)

Cıvıl cıvıl kuşlar, camiyi taşlar, kendi kazanır, ele bağışlar,
(Arı)

Arılar neden vızıldar?
(Çünkü konuşmayı bilmiyorlar)

Mini mini minare, bin bir çiçek bir lale
(Nergis)

Horoz nerede öter? Kendi çöplüğünde, bıçaksız rendesiz, bir ev yapar kimsesiz
(Örümcek)

Ortası ateş üstü taş, içinde milyonla baş
(Dünya)

Ağzı vardır konuşmaz, yatağı vardır, fakat hiç uyumaz
(Akarsu)

Yürür gider canı yok, üzerinde kanı yok, dünyaya can dağıtır, kendisinin canı yok
(Su)

Ben giderim o gider, kâh benden önce gider, kâh arkamdan emekler
(Gölge)

Ben varmadan o varır, her şeyden çok yol alır
(Işık)

Ateşe girer yanmaz, suya girer ıslanmaz.
(Işık)